top of page

“SAVAŞ BABA” OYUNU ÜZERİNE
İSTANBUL ALTERNATİF TİYATROLAR PLATFORMU İLE YAPILAN RÖPORTAJ

  1. Geçen ve önceki senelerden İATG aracılığıyla ve birebir grupla ilişkiler aracılığıyla, Yaşayan Tiyatro grubu hakkında az çok bir bilgiye sahiptik. Sene başında eğitim çalışmalarına başlamadan önce, grubun bünyesinde kaç kişi vardı? Sene başındaki kadrodan şu an kaç kişi kulüpte devam ediyor? Eğitim çalışmaları ile birlikte kulübe kaç kişi katılmıştı, şu anda kaç kişi devam ediyor?

“Bay Puntila ile Uşağı Matti” oyunundan sonra Temmuz ayında yapılan yaz çalışmalarına 13 kişilik bir kadro kalmıştı. Temmuz çalışması; Osmangazi Üniversitesi Gösteri Sanatları Kulübü Fakülte Oyuncuları, Tiyatro Maskesiz                      ( Anadolu Üniversitesi topluluklarından) ve Yaşayan Tiyatro’nun ortaklaşa yürüttüğü bir çalışma oldu. Bu çalışmanın içeriği 28 Haziran - 1 Temmuz 2004 tarihleri arasında Tiyatro Boğaziçi ve Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları’nın birlikte düzenlediği “Fiziksel Aksiyonlar Atölyesi”nde yapılan çalışmalar doğrultusunda oluşturulmuştu. Temmuz çalışmalarından sonra, Eylül ayında Puntila reprodüksiyon çalışmaları yapıldı. Dönem sonunda reprodüksiyon iptal edildi. Ardından kış eğitim çalışmaları başladı. Eğitim çalışmalarına 35 kişilik bir kadroyla başlandı ve Savaş Baba oyunu 15 kişilik bir kadroyla  sergilendi. Şu an eğitim çalışmalarını yürüttüğümüz kadro 30 kişiden oluşuyor.

  1. Eğitim çalışmaları dönemini kadro açısından (hem eski kadronun performansı, hem de yeni katılımlar açısından) nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğitim çalışmalarını seçtiğiniz oyuna göre mi ayarladınız, eğer değilse nasıl bir politikayla belirlendi?

Ekim 2004 eğitim çalışmaları yazın kurulan EAG’nin yaz çalışmalarından derlediği verileri yeni çalışmalara uyarlamasıyla şekillendi. Eğitim Çalışmaları’nda sırasıyla;

  • Çift kişilik fiziksel aksiyon çalışması

  • Tek kişilik fiziksel aksiyon çalışması

  • Diyalog çalışması

  • Sinopsisli doğaçlama

  • Farklı oyunculuk üsluplarının bir arada kullanılmaya çalışılmasına yönelik örneklerin denenmesi çalışmaları yapıldı.

Bu çalışmalarda temel anlamda gözetilen kriterleri şöyle sıralayabiliriz:

Çalışılan fiziksel aksiyon örneklerinin Gestus ve kritik jest üzerinden şekillenmesi, örneklerde yapılan dramaturji üzerine topluluğun tümüyle bir tartışma ortamı örgütlenmesi, temel oyunculuk arazlarının giderilmeye çalışılması, (mimik-jest enflasyonu, oynamama...vs.), sahne üstünde katılımcı bir çalışma ortamının teşvik edilmesi ve temel oyunculuk etiği üzerinde belli bir disiplinin oturtulmaya çalışılması (rol çalma, teşhircilik gibi eğilimlerin tüm kadroda giderilmeye çalışılması)

Eğitim çalışmaları dönemini değerlendirecek olursak;

Gestus ve kritik jest kavramları iyi tanımlanamadığı için grupta bir söylem birliği ve bakış açısı oluşturmada sıkıntılar olduğunu söyleyebiliriz.

  1. “Puntila” reprodüksiyonu için yaz döneminde çalışmaya başladınız ve ilk dönemde sergilediniz. Reprodüksiyon yapmaktaki sanatsal ve kadrolaşma perspektifi açısından hedefleriniz nelerdi? Ne oranda başarılı olundu? Yeni oyuncular yer aldı mı reprodüksiyonda? Çok geniş bir kadroya sahip olmadığınızı biliyoruz, reprodüksiyon bu yüzden eski kadro açısından zorluk çıkardı mı?

Burada yanlış bir bilgilendirme ya da bir iletişim sorunumuz olmuş herhalde. Reprodüksiyon kararı alınmasına karşın bu proje daha sonra iptal edildi. Bizim için Puntila reprodüksiyonun hedefleri şunlardı: Puntila’nın İATG’de sahnelenmesinden sonra Tiyatro Boğaziçi ile yaptığımız toplantıda oyun üzerine pek çok olumlu eleştiri almıştık ve reprodüksiyon için açıcı veriler elde etmiştik. Sözgelimi,  “Sahneleme Jesti” kavramı ile tanışılmıştı. Reprodüksiyon bu yönüyle ileriye yönelik bir birikim oluşturmak için iyi bir sıçrama tahtası olarak görülebilirdi.  Tam da bu nedenle yeniden metin analizi ve vurgu noktalarının çıkartılması gerekliydi, işe de buradan başladık. İkinci hedef olarak, Puntila’nın bir repertuar oyunu olabileceğini düşündük. Buradaki yaklaşımımız çatı tiplemeleri koruyarak turneye çıkabileceğimiz ve kuramsal alanda ileriye gidebileceğimiz  bir iç eğitim çalışması yapmaktı. Bir de oyunda “Makas” eksikliği vardı: oyunun  iki buçuk saatlik bir süresinin olması izleyiciler için yorucu oluyordu. (Oyunun kritik yerleri seyirci için sıkıcı bir hale gelebiliyordu. Örneğin; Kurgelalı Kadınların  Fin Hikayelerini anlattıkları sahnede olduğu gibi.) Reprodüksiyon gerçekleşmemiş olsa da yukarıda sözü edilen hedefler açısından bir deneyim sağlamıştır.

  1. Savaş Baba oyununu hangi dönemde seçtiniz ve hangi dönemde sahneye geçtiniz? Oyun çalışmaları ne kadar ve hangi yoğunlukta sürdü?

Puntila reprodüksiyonunun iptalinden sonra oyun okumaya başladık. Savaş Baba’yı Aralık’ta seçtik. Dönem arasına kadar masabaşı çalışması sürdü. Özetle iki buçuk ay gibi bir süre çalışabildik. Nisan başında bir deneme gösterimi yaptık. Bunun öncesinde iki hafta ve sonrasındaki iki hafta prodiksiyon dönemindeydik, yani haftanın 5-6 günü çok yoğun çalıştık denilebilir.

  1. Oyunu seçme nedenleriniz nelerdi? (sanatsal, kadrolaşma,…)

Oyun seçimi aşamasında sunulan öneriler içinden, Savaş Baba oyununu seçmemizin en önemli nedeni, oyunda tartışılan konunun güncelliğiydi. Topluluk olarak, yaşanan Irak savaşına yönelik bir tavır geliştirmemizin önemli olduğunu düşündük. Oyundaki tipleme sayısının uygunluğu ve metnin görece altından kalkılabilir bir prodüksiyonu ( oyunun iki odaklı olması ve bu iki odağı aynı anda çalışmaya imkan vermesi, metnin güncellemelere ve olası kırpmalara açık olması,v.s.) işaret etmesi de oyunu seçmemizde  etkili oldu. Sorunun tam anlamıyla yanıtlanması için prodüksiyon hedeflerinden söz edilebilir.

Savaş Baba Prodüksiyon Hedefleri şu şekilde belirlenmişti:

  1. Kadroda savaş olgusu üzerine ilgi örgütlenmesine çalışmak,

  • Konuyla ilgili okumaların yapılması

  • Aktarımlar düzenlemek,

  1. Yapılan dramaturji çalışmalarının yaygınlaşması ve toplulukta herkesin bu çalışmalar hakkında fikir sahibi olması,( ? )……

  • Reji, Müzik, Dekor, Kostüm ve Aksesuar gruplarının düzenli aktarımlar yapması.

  1. Sahneleme dramaturjisi konusunda deneyim kazanılması

  • Sahne taslaklarının çıkarılması,

  • Elde edilen verilerin sahne üstünde denenmesi,

  • Seyircide uyandırılması beklenen etkinin en iyi hangi eylemlerle ortaya konulacağının tartışılması ve elde edilen verilerin sabitlenmesi

  1. Oyunculukların eğitim çalışmalarından hareketle gelişimi

  • Temel oyunculuk arazlarının giderilmesi

  • Farklı oyunculuk üsluplarının denenerek; dramaturji bağlamında, bir arada kullanılmaya çalışılması

  • Deneyimli oyuncular için EAG’de yapılan değerlendirmeler göz önüne alınarak; trük kullanımı, vücudun sınırlı kullanılması... vb. gibi sorunların giderilmeye çalışılması

  • Sahne sorumluluğu alma konusunda eski oyuncuların daha fazla gayretli olması

  • Oyunculuk gelişimlerinin izlenmesi için periyodik gösterimler konulması

  1. Teknik işlerin organizasyonu ve niteliği konusunda gelişme sağlanması

  • Müzik, dekor, kostüm ve aksesuar kullanımının belli bir dramaturji çerçevesinde uygulanması

  • Teknik birimlerin çalışkanlığının kışkırtılması ve topluluğun işlerin bitirilmesi konusunda kolektif bir çabanın yerine getirilmesi.

  1. Kambanellis hakkında bir araştırmaya girdiniz mi? Yazara genel olarak bakış neydi?

Bir araştırmaya girildi denilemez. Bu nokta hem kaynak azlığı, hem zaman darlığı gibi sebeplerden dolayı ihmal edildi.

  1. Metni ele aldığınızda, Rodos-Makedon gerilimi üzerine kurulu oyun yapısını korumaya mı karar verdiniz, yoksa bu odaklara dair güncel bir gönderme ihtiyacı duydunuz mu? (Irak, Amerika,..) Metne ne kadar müdahale ettiniz? Nerelerde kurgusal,sahne değişiklikleri ve güncellemeler yaptınız? Güncellemeler için hangi tür kaynaklardan yararlandınız?

Metinle ilgili proje grubunda yaptığımız çalışmalarda daha çok Makedon- Rodos odakları arasındaki ilişkiyi anlamayı ve güncel göndermeler yerine, genel olarak savaş ve savaş ekonomisi üzerinde durmayı hedefliyorduk. Amerika-Irak savaşına yönelik bir güncelleme yapmaktan açıkçası, beceremeyiz diye korkmuştuk. Oyun çalışmaları sürecinde, metni yeniden ele alma yoluna gitmeden Irak savaşına gönderme yapma fikrini tekrar gündemimize aldık. Yapacağımız güncellemenin oyun içinde eklektik kalmaması kaygısını da sürekli göz önünde tutarak,  bir dizi değişiklik yaptık. Bu değişikliklerin kuramsal zeminini oluşturmaya zaman ve enerji bulamadık. Chomsky’nin “Haydut Devletler” makalesinin topluluğun bir bölümünce okunması dışında, daha çok kişisel birikim ve gözlemlerden ve güncel olaylardan yararlandık. Puntila prodüksiyonunda yaşadığımız tecrübeyle ( Puntila yaklaşık iki buçuk saat süren bir oyundu ve oyun bu konuda çok eleştirilmişti) , Savaş Baba metninde önemli bir kısaltmaya gittik. Oyunun iki perdesini birleştirerek tek perdeye düşürdük. İçeriğe ilişkin yaptığımız en önemli müdahale ise; oyuna yeni ön oyun ve son oyun eklemek ve birinci sahneyi yapılan doğaçlamalarla şekillendirmek oldu.

  1. Masabaşı dramaturji çalışması, sahne çalışması ve reji faaliyetleri için bir proje grubu şekillendirdiniz mi? Bu başlıklar (reji,çalıştırıcılık,tipleme çalışması) açısından kadrolaşmaya dair neler söyleyebilirsiniz?

Savaş Baba proje grubu oyun seçiminden hemen sonra kuruldu ve metin analizi çalışmalarına başladı. Metin analizi çalışmalarının bittiği birinci dönemin sonunda tüm kadroyla bir toplantı alınarak prodüksiyon hedefleri belirlendi ve bir işbölümüne gidilerek müzik, dekor,kostüm, aksesuar grupları oluşturuldu. Oyun dönemi boyunca sahneleme metninin oluşturulması, sahne çalışmalarının düzenlenmesi başlıklarını ağırlıklı olarak reji grubunun götürdüğünü söyleyebiliriz. Bunun yanında eski oyuncular da zaman zaman oyuncu çalıştırma konusunda katkı sağladı. Hepsini toplayacak olursak oluşturulan kadrolarda bir iç eğitimin olduğundan ve her kadroya yeni katılımların olduğundan söz edebiliriz.

  1. Yeni oyunculardan ağırlıklı tipleme sorumluluğu alan kaç kişi var; kulüpte henüz bir iki senedir yer alan oyuncular oyunculuk ve kulübün diğer çalışma başlıklarında ne oranda sorumluluk üstleniyorlar?

Topluluğa yeni katılan üç oyuncuya Pitias, Kallikratis, Urania gibi tiplemelerle önemli oyunculuk sorumlulukları verildi. İki yıllık oyuncular ağırlıklı olarak oyunculuk, vücut çalışmasından kulüp toplantılarına kadar bütün çalışmalarda sorumluluk aldılar. Bu sorumlukların dağılımında ders programı, isteklilik, yatkınlık gibi birçok kriter göz önüne alındı.

  1. Oyunu üzerine inşa ettiğiniz temel dramaturjik noktalar nelerdi (yurttaşlık, savaş,..). Bu noktalarda orijinal metindeki hali ile grubun kendi yorumu açısından ne gibi farklılıklar vardı? Biz oyunu izlediğimizde bazı noktalarda grubun yorumunun ne olduğunu merak ettik. Bunları arka arkaya sıralayacak olursak; - Rodos tarafına dair yorumunuz neydi ? Rodos aslında baktığımızda tamamen merkantilist bir rejimin hakim olduğu liberal bir devlet ve sonrasında militarizm karşısında, o da silahlanmaya başvuruyor  .- Rodos’a dair Makedonya’yla savaştan önceki ve sonraki hali açısından yönetim açısından nasıl bir değişiklik var ve grubun buraya dair dramaturjisi nedir?

Oyunda, Rodosluların sürekli bir biriktirme ve zenginleşme yoluna gittiği ve ekonomisini hizmet endüstrisi şeklinde kurduğuna yönelik bir “zengin  ve tarafsız devlet” analojisi kullanılmış. Hatta çevrede yaşanan savaşlar hem bir yatırım olanağı, hem de bir rekabet üstülük yaratıyor Rodos için. Rodos bu haliyle örnek bir liberal ütopyayı cisimleştiriyor. Makedonların irrasyonel(!) nedenlerle savaşın içine Rodos’u da çekmesi sonucunda, liberal ekonomi esneklik politikasıyla turizme dayalı hizmet ekonomisinden, sanayiye dayalı savaş ekonomisine geçiş yapıyor. Buradan bakıldığında, oyunun sonunda dünyanın fethine kalkışan büyümeye, yada yutarak genişlemeye dayalı liberal ekonominin, kriz zamanlarında faşizm ve anti- demokratik uygulamalarla paslaştığını ve militarizmle bağlaşık bir değer yaratabildiğini görüyoruz. “En çok kara giden yolda her yol mubahtır” Son tabloda Makedonlarla Rodosluların devir teslim töreni, ya da iç içe geçmişliği, daha iyi organize olan ve  yeni taleplere daha hızlı cevap vererek büyüyen ve büyümenin meşrulaştırıcı kurumlarını yaratan yeni sistemin/ülkenin/değerlerin hem eski korkutucu sisteme içkin hem de aşkın olarak tasarımlandığına işaret ediyor.( ? )…..

  1. Aynı şekilde oyunda hakim gördüğümüz “yurttaşlık” tartışmasının üzerinde döndüğü karakterlerin yurttaşlık anlayışları açısından farklılık noktalarını ve grubun buraya yaklaşımını açabilir misiniz?

Yurttaşlık temasını da aynı zeminde ele alabiliriz. Rodos’ta vatanı için en çok kar getiren kişidir, en iyi yurttaş. Makedon tarafında barışçıl adımlar(!) atıp da döndüklerinde ülkelerinin hiç de bağrına basmadığı kahramanların trajedisi olarak da yorumlanabilir; Mentis ve Urania’nın trajedisi.

  • Mentis, mesleki anlamda uzmanlaşmış, turistik değer yaratabilen bir yöneticidir. Makedonya gemisine yollanmasının nedeni, yeteneklerinin ve ürettiği değerlerin Makedon Generalin istek ve ihtiyaçlarıyla eşleşeceği ve  Mentis’in strateji yönetiminden yararlanarak, savaşın Rodos’a gelmesinin engelleneceğinin varsayılmasıdır.

  • Urania ise henüz sistemin temel ilkelerini içselleştirememiştir, kendisini taciz eden bir zengini tokatlayarak duygusal davranmıştır ve sıkı bir eğitimden geçmesi gerekmektedir. Bu eğitim mevcut kaynakların yabancı sermayeye açılmasını konu eden bir ironidir. Urania da Makedon gemisine gidecek ve ülkesi için gerekirse ‘namusunu’ feda edecektir. Tekrar bir liberal ilke karşımıza çıkar:ilkesizlik ilkesi.

Oyunda bu tema aşağı yukarı bu biçimde görünüyordu. Bizim sahnelemede yaklaşmaya çalıştığımız konu ise kriz dönemlerinde yükselen milliyetçilik söyleminin de sınıfsal karakterli olması ve Mentis ve Urania için farklı sonuçlar doğurmasıydı. Biri yeni sisteme hızla adapte olurken, diğeri hapsi boyluyordu.

  1. Oyun kaç kere oynandı ve kaç seyirciye ulaştı?

Oyun Halkbilim Araştırmaları Merkezi Salon 2003’te üç, Sinema Anadolu’da iki, İATG ve Ege Üniversitesi Tiyatro Şenliği’nde birer kez olmak üzere toplam yedi kez oynandı ve yaklaşık, 1700 kişiye ulaştı.

Bu bizim için önemliydi. İlk defa bu kadar seyirciye ve bu kadar fazla sayıda oynadık. Seyirci organizasyonu açısından daha öncesinde deneyimlemediğimiz sorunlarla karşılaştık. Liselilere yönelik bir gösterim  yaparak bu sorunu aşmaya çalıştık. Seyirci ve bütçenin daha ciddi tutulması konusunda bir adım attığımız söylenebilir.

  1. Geçen sene salon ve bütçe anlamında problemler olduğunu söylemiştiniz okulla, bugün durum nasıl?

Geçen seneden bu yana, gerek salon sıkıntısı, gerekse bütçe anlamında okulun sunduğu farklı bir yaklaşım yok, aynı sıkıntılar devam ediyor.

©2024 by Yaşayan Tiyatro

bottom of page